6502 SAYILI KANUNA GÖRE OTOMOTİV TÜKETİCİLERİ YÖNÜNDEN TÜKETİCİ HAKLARI

Tüketici hukuku alanında ülkemizde işleyen süreç TBMM tarafından kabul edilen yeni bir kanunla farklı bir boyuta geçmiştir. 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun ile artık bu alanda yeni düzenlemeler mevcuttur. 

Kısaca belirtmek gerekirse bu düzenlemelerin bir kısmını olumlu bulmamıza rağmen bazı düzenlemelerin ise belirsiz olması ve süreci karmaşıklaştırmaya elverişli olması nedeni ile eleştirmekteyiz. Bunları ayıplı mal özelinde tek tek ele alırsak şöyle sıralayabiliriz. 

Olumlu bulduğumuz düzenlemelerin başında ayıplı mal durumunda ortaya çıkan ispat yükü sorunu ve ayıp ihbarı meseleleri aslında netliğe kavuşmuş durumdadır. Önceki kanunda yer alan ayıplı mal ile karşılaşan tüketicinin 30 güm içerisinde ayıp ihbarında bulunması zorunluluğu yeni kanunda yer almamaktadır. Yeni kanuna göre zaten malın tüketiciye teslim tarihinden itibaren 6 ay içerisinde ortaya çıkan (veya fark edilen) ayıplar zaten satış ve teslim tarihinde var kabul edilecektir. Yani satıcı veya ithalatçı bu ayıplar sonradan ortaya çıktı veya siz bunları bana bildirmediniz (ihbar etmediniz) ihtarname çekmediniz diyemeyecektir. Bu durumda mal ayıplı kabul edilecek ve tüketicinin tercih ettiği seçeneklerden birisi (ayısız yenisi ile değişim ve bedel iadesi dahil) yerine getirilecektir. Kanuni düzenleme aynen şöyle; 

 

İspat yükü

MADDE 10 – (1) Teslim tarihinden itibaren altı ay içinde ortaya çıkan ayıpların, teslim tarihinde var olduğu kabul edilir. Bu durumda malın ayıplı olmadığının ispatı satıcıya aittir. Bu karine, malın veya ayıbın niteliği ile bağdaşmıyor ise uygulanmaz.

 

Bu durumda tüketici aldığı otomobilin(aracın) ayıplı olduğunu altı ay içerisinde satıcı veya ithalatçıya bildirip yensi ile değişimini veya bedelinin iadesini talep ettiği taktirde bu yerine getirilmek zorundadır. Satıcı veya ithalatçı (distribütor) bu durumda malın ayıplı olmadığını ispat etmedikçe bundan kaçınamaz.

 

Tüketicinin Seçimlik Hakları 

 

Tüketicinin seçimlik hakları konusunda kanun yukarıda belirttiğimiz gibi bazı tereddüt yaratarak ifadeler kullanarak durumu karmaşık hale getirdiği söylenebilir. Kanunun ifadesinden tüketicinin bazı seçimlik hakları konunda sanki satıcının inisiyatifi var gibi düşünülmeye müsaittir. Ancak ayıplı mal satan satıcının bu noktada bir üstünlüğü bulunmamaktadır. 11.madenin c bendinde “Aşırı bir masraf gerektirmediği takdirde, bütün masrafları satıcıya ait olmak üzere satılanın ücretsiz onarılmasını isteme,” şeklinde ibare aşırı masraflı olduğunda malın (aracın) onarılmayacağı anlamına kesinlikle gelmeyecektir. Aşırı masrafın objektif olarak tayini gerekmektedir. Böyle bir durumda da satıcı sorumluluktan kurtulmamakta aynı malı ücretsiz misli ile değiştirmek veya bedel iadesinde bulunmak (tüketicinin tercihine göre) zorundadır.

Yine 11.maddenin ç bendinde aynen “ İmkân varsa, satılanın ayıpsız bir misli ile değiştirilmesini isteme,” şeklinde tüketicinin bir tercih hakkı daha sayılmıştır. Bu ibareden de yine sanki satıcıya açık kapı bırakılmış izlenimi doğmaktadır. Ancak satıcı bu maddeyi de objektif iyiniyet ve dürüstlük kuralları çerçevesinde hareket etmek zorundadır. Yani ayıplı araç satan satıcı yenisi ile değişim istendiğinde yasaya göre imkân varsa denilmekte ancak imkân yok zira elimde şu an aynı araçtan bulunmuyor diyemez. Aynı aracı derhal tedarik etmek zorundadır. Distribütör (ithalatçı) ise derhal ayıpsız aynı aracı ithal etmek zorundadır. Aksi taktirde satıcı ve ithalatçının keyfiyetine bırakılmış olur ki bu medeni kanunun objektif iyiniyet kuralı gereği herkes borçlarını ifa etmede iyiniyetle hareket etmek zorundadır ilkesine aykırı olur.

Kanunun 11.maddesinin 3.bendinde yine bir muğlak sayılabilecek bir ifade mevcuttur. Buna göre “Ücretsiz onarım veya malın ayıpsız misli ile değiştirilmesinin satıcı için orantısız güçlükleri beraberinde getirecek olması hâlinde tüketici, sözleşmeden dönme veya ayıp oranında bedelden indirim haklarından birini kullanabilir. Orantısızlığın tayininde malın ayıpsız değeri, ayıbın önemi ve diğer seçimlik haklara başvurmanın tüketici açısından sorun teşkil edip etmeyeceği gibi hususlar dikkate alınır.”

Burada da yine objektif ölçüler devreye girmelidir. Örneğin ücretsiz onarım yerine bedel iadesi teklif edilebilmesi için ücretsiz onarım miktarı malın değerini kat be kat aşmalıdır ve aynı zamanda tüketici açısında da onarımda ısrar etmesini gerektirir bir durum olmamalıdır.

 

Tüketicinin seçimlik hakları

MADDE 11 – (1) Malın ayıplı olduğunun anlaşılması durumunda tüketici;

  1. a) Satılanı geri vermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönme,
  2. b) Satılanı alıkoyup ayıp oranında satış bedelinden indirim isteme,
  3. c) Aşırı bir masraf gerektirmediği takdirde, bütün masrafları satıcıya ait olmak üzere satılanın ücretsiz onarılmasını isteme,

ç) İmkân varsa, satılanın ayıpsız bir misli ile değiştirilmesini isteme,

seçimlik haklarından birini kullanabilir. Satıcı, tüketicinin tercih ettiği bu talebi yerine getirmekle yükümlüdür.

(2) Ücretsiz onarım veya malın ayıpsız misli ile değiştirilmesi hakları üretici veya ithalatçıya karşı da kullanılabilir. Bu fıkradaki hakların yerine getirilmesi konusunda satıcı, üretici ve ithalatçı müteselsilen sorumludur. Üretici veya ithalatçı, malın kendisi tarafından piyasaya sürülmesinden sonra ayıbın doğduğunu ispat ettiği takdirde sorumlu tutulmaz.

(3) Ücretsiz onarım veya malın ayıpsız misli ile değiştirilmesinin satıcı için orantısız güçlükleri beraberinde getirecek olması hâlinde tüketici, sözleşmeden dönme veya ayıp oranında bedelden indirim haklarından birini kullanabilir. Orantısızlığın tayininde malın ayıpsız değeri, ayıbın önemi ve diğer seçimlik haklara başvurmanın tüketici açısından sorun teşkil edip etmeyeceği gibi hususlar dikkate alınır.

(4) Ücretsiz onarım veya malın ayıpsız misli ile değiştirilmesi haklarından birinin seçilmesi durumunda bu talebin satıcıya, üreticiye veya ithalatçıya yöneltilmesinden itibaren azami otuz iş günü, konut ve tatil amaçlı taşınmazlarda ise altmış iş günü içinde yerine getirilmesi zorunludur. Ancak, bu Kanunun 58 inci maddesi uyarınca çıkarılan yönetmelik eki listede yer alan mallara ilişkin, tüketicinin ücretsiz onarım talebi, yönetmelikte belirlenen azami tamir süresi içinde yerine getirilir. Aksi hâlde tüketici diğer seçimlik haklarını kullanmakta serbesttir.

(5) Tüketicinin sözleşmeden dönme veya ayıp oranında bedelden indirim hakkını seçtiği durumlarda, ödemiş olduğu bedelin tümü veya bedelden yapılan indirim tutarı derhâl tüketiciye iade edilir.

(6) Seçimlik hakların kullanılması nedeniyle ortaya çıkan tüm masraflar, tüketicinin seçtiği hakkı yerine getiren tarafça karşılanır. Tüketici bu seçimlik haklarından biri ile birlikte 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu hükümleri uyarınca tazminat da talep edebilir.

 

Bunun yanında artık tüketicinin ayıplı malın (aracın) ayıpsız yenisi ile değişim veya bedel iadesi isteyebilmesi için aynı arızanın örneğin ikiden fazla birden fazla veya farklı arızaların dörtten fazla gerçekleşmesine dair düzenleme ortadan kaldırılmıştır. 30.06.2014 tarihli Resmi Gazete'de yayınlanan Garanti Belgesi  Yönetmeliğine göre ise tüketici lehine olarak bir değişiklik yapılarak tüketicinin tekrar bedel iadesi ve ya malın ücretsiz misli ile değişim isteyebilmesi için gerekli aynı arızanın muhtelif miktarlarda tekrarı şartı ortadan kaldırılmıştır. Bu durumda herhangi bir arıza veya onarım tekrarı gerekmeksizin ve kaç defa gerçekleştiğine bakılmaksızın tüketici ücretsiz misli ile değişim veya bedel iadesi talebinde bulunabilecektir. Yanı bu durumda tüketici bir defa onarım hakkını seçti ise ikinci defa “ben artık onarım istemiyorum, artık bedel iadesi veya ücretsiz yenisi ile değişim talep ediyorum” diyebilecektir. Bu talepler için tüketicinin ücretsiz onarım hakkını kullanmasına rağmen malın garanti süresi içinde tekrar arızalanması gerekli ve yeterlidir.  

Yukarıdan beri anlattığımız hususları içeren ve teyit eden yerinde bir mahkeme kararını aşağıda sunuyoruz. 

 

 

TÜRK MİLLETİ ADINA

 

              T.C.

         İSTANBUL

6. TÜKETİCİ MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR


ESAS NO

KARAR NO

 

HAKİM

KATİP

 

DAVACI : A.D

VEKİLİ : Av. YUSUF AYIK - Halaskargazi Cad. Küçük Bahçe Sk. No:29 Topdemir İş Merkezi D:18-19 34360 Şişli/ İSTANBUL

 

DAVALI : 1- 

VEKİLLERİ

DAVALI : 2- 

VEKİLİ : Av. 

 

DAVA : Tüketiciyi Koruma Kanunundan Kaynaklanan (Malın Ayıplı Olmasından Kaynaklanan)

DAVA TARİHİ : 23/08/2017

KARAR TARİHİ : 05/11/2019

GEREKÇELİ KARARIN

YAZILDIĞI TARİH  : 05/11/2019

 

Mahkememizde görülmekte bulunan Tüketiciyi Koruma Kanunundan Kaynaklanan (Malın Ayıplı Olmasından Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;  Müvekkilinin 17.03.2015  tarihinde davalı bayi yetkili satıcıdan sıfır km. ..... araç satın aldığını, aracı alırken araca 2 yıl daha artı garanti de yaptırıldığını, müvekkilinin aracı 19 ay kullandıktan sonra araçta paslanmalar meydana geldiğini, 01.11.2016 tarihinde müvekkilinin paslanmaları fark etmesi üzerine aracı yetkili servise götürdüğünü, burada kendisine sorunun basit olduğunu basitçe küçük bir boyama ile sorunun giderileceğinin söylendiğini, müvekkilinin bunun üzerine sorunun çok küçük olduğunu ve boyama ile halledilebileceğine ikna edilerek aracın boyanmasına iznin sağlandığını, bu şekilde müvekkiline yanlış bilgi verilerek ayıp tam ve doğru teşhis edilmeyerek veya teşhis edilen bu bilgi müvekkilinden gizlenerek hile ile aldatıldığını, bu şekilde aracın paslanan kapı içlerine kısmi boya yapıldığını, müvekkilinin aracı teslim alarak kullanmaya devam ettiğini, ancak söz konusu paslanmanın başka bir çok bölgede de meydana geldiğini gördüğü gibi yeni boyanan kısımların da tekrar paslandığını, daha önce lokal işlem yapılan yer de dahil olmak üzere tekraren tüm kapılarda özellikle iç saçlarında aracın bir çok bölgesinde çürüme-paslanma problemleri oluşmaya devam ettiğini, müvekkilinin 08.08.2017 tarihinde durumu yetkili servis (............ Şti elemanlarına da yazılı olarak teyit ettirdiğini, yetkili servisin araçta oluşan çürüme-paslanma yerlerinin fotoğraflarını alarak distiribütöre ileteceklerini ve konuyla ilgili distiribütörün raporu olduğunu sorunun çözülemediğinden dolayı distiribütörün boya tamir işlemi önermediğini, aracın tüm kapılarının garanti kapsamında ücretsiz değişeceği bilgisinin alındığını, aracın çürüme-paslanma durumu ile ilgili yetkili servis .......... San.Tic.Ltd.Şti.’nin servis raporlarında tüm bilgilerin mevcut olduğunu, müvekkilinin aracı satın aldığı davalı .............. SAN.VE TİC.LTD.ŞTİ’ne durumu aktardığında onların da yetkili servis gibi hatanın ancak şu anda bariz görünür olan aracın tüm kapılarının garanti kapsamında ücretsiz değişmesi gerektiğini belirttiklerini, aracın tüm kapılarının değişmesi ikinci el otomobil piyasasında aracın değerini yüksek oranlarda düşürdüğünü, aracın tüm bakımlarının gününde ve tam olarak yapıldığını, ne varki aracın gizli ayıptan dolayı çürüme-paslanmaya başladığını, bütün bu nedenlerle müvekkilinin davalılara hitaben keşide ettiği .............. 3. Noterliği'nin 16.08.2017 tarih ve .......... yevmiye numaralı ihtarnamesi ile ayıplı araçta onarım istemediğini bedel iadesi veya misli ile değişim talep ettiğini, davalılardan sonuç alamadığını beyanla gizli ayıplı .......... plaka nolu, ............ şase ........... motor no’lu .......... model .......... marka ve tipindeki aracın davalılara iadesi ile tüm iade ve değişim masrafları davalılara ait olmak üzere  -0- km ayıpsız misli ile değiştirilmesini, verilecek kararın masrafları davalılardan alınmak üzere ülke düzeyinde yayımlanan gazetelerden en az üçünde ilan edilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. 

Taraflara usulüne uygun tebligat yapılarak taraf teşkili sağlanmıştır.

Davalı ............ San.ve Tic. Ltd. Şti.  vekili cevap dilekçesinde özetle; öncelikle zaman aşımı itirazlarının bulunduğunu, ayıbın 30 günlük sürede ihbar edilmediğini, davacının bu süreleri geçirdiğini, tüketici hakları çerçevesinde iade şartlarının oluşmadığını, davacı iddialarının temelinde araçta üretici hatası olduğuna ilişkin iddiaların bulunduğunu,  beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. 

Davalı ............ A.Ş.  vekili de cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın iddia ettiği üzere herhangi bir şekilde boyanın kusurlu olarak kabul edilemeyeceğini, zira araçlarda meydana gelen boya dökülmelerinin, üretim hatası dışında birçok sebebinin  bulunduğunu, keza dava konusu araca ilişkin kayıtlar kontrol edildiğinde davacının iddia ettiğinin aksine dava konusu araçta araç değişimini gerektirecek herhangi bir bulguya rastlanmadığını, dava konusu araçta ayıp olduğu ileri sürülen boya kusurunun aracın kullanmaya elverişliliğini ve maldan yararlanmayı ortadan kaldırdırmayacağını beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. 

Toplanan delillere ve tüm dosya kapsamına göre; dava, davacının satın aldığı aracın ayıplı olması nedeniyle ayıpsız misli ile değişimi istemine dair ayıplı mal davasıdır. 

Araca ait fatura, servis fişleri, ruhsat örneği, resimler, sigorta poliçeleri, tramer kayıtları ve trafik tescil kayıtları dosyaya celp edilmiştir. 

Tüm dosya kapsamı ve  dava konusu araç üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. Bilirkişi heyetinin  dosyaya sunmuş olduğu 27.02.2019 tarihli raporlarında özetle “.....dava konusu aracın ön sağ kapıdaki sonradan yapılan lokal boyamalar dışındaki bölgelerde komple orijinal fabrikasyon bir boyama olduğu, 4 kapı iç tarafı, alt yan kısımlardaki paslanmanın boyadan önce yüzeyde iyi temizlik yapılmamasından kaynaklandığı, bu durumun kullanımdan kaynaklı olmadığı, üretim kaynaklı bir sorunun aracın ilk satımında fark edilemeyeceği, bu durumun ancak kullanım sonucu zamanla ortaya çıktığı, araçta ekonomik olarak değer kaybı yaratması nedeniyle gizli ayıp niteliği taşıdığı, değer kaybı zararının 4.380 TL., ikinci el piyasa şartlarına göre 5.000 TL., ZMS  Genel şartları ekindeki formülasyona göre 4.190,20 TL.olduğu,...” yönünde görüş beyan etmiştir. 

Bilirikişi heyetinin raporuna tarafların itirazları üzerine dosyamız rapor alınmak üzere tekrar bilirkişi heyetine tevdi edilmiş, bilirkişi heyetinin  dosyaya sunmuş olduğu 22.10.2019 tarihli ek raporlarında özetle “.....dava konusu araçta 04/01/2018 tarihinde meydana gelen hasarda değer kaybı yaratacak şasi, podya, çamurluk, paneller, taşıyıcı direkler, kaporta değişim ve boya işlemleri olmadığı için dava konusu araçta hasardan dolayı herhangi bir değer kayıbının oluşmayacağı,  kök raporda belirtildiği gibi boya probleminden oluşan değer kaybının 3 farklı yöntemle hesaplandığı ve bu 3 farklı değerin aritmetik ortalamasının 4.523,40 TL.olarak alınabileceği, yapılan itirazlar çerçevesinde incemeye göre kök raporda belirtilen tespit ve görüşlerde herhangi bir değişiklik olmadığı,...” yönünde görüş beyan etmiştir. 

Taraflar arasındaki araç alım satım sözleşmesinin 17/03/2015 tarihinde yapıldığı anlaşıldığından taraflar arasındaki uyuşmazlıkta 6502 sayılı kanun hükümlerinin uygulanması gerektiği anlaşılmıştır. 6502 sayılı Kanun'un 8. maddesine göre: 

'' (1) Ayıplı mal tüketiciye teslimi anında taraflarca kararlaştırılmış olan örnek ya da modele uygun olmaması ya da objektif olarak sahip olması gereken özellikleri taşımaması nedeniyle sözleşmeye aykırı olan maldır.

"Ambalajında, etiketinde, tanıtma ve kullanma kılavuzunda, internet portalında ya da reklam ve ilanlarında yer alan özelliklerden bir veya birden fazlasını taşımayan, satıcı tarafından bildirilen veya teknik düzenlemesinde tespit edilen niteliğe aykırı olan, muadili olan malların kullanım amacını karşılamayan, tüketicinin makul olarak beklediği faydaları azaltan veya ortadan kaldıran maddi, hukuki veya ekonomik eksiklikler içeren mallar da ayıplı olarak kabul edilir .

6502 sayılı Kanun'un 11. maddesine göre: 

'' Malın ayıplı olduğunun anlaşılması karşısında tüketici;

a) Satılanı geri vermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönme,

b) Satılanı alıkoyup ayıp oranında satış bedelinden indirim isteme,

c) Aşırı bir masraf gerektirmediği takdirde, bütün masrafları satıcıya ait olmak üzere satılanın ücretsiz onarılmasını isteme,

ç) İmkan varsa, satılanın ayıpsız bir misli ile değiştirilmesini isteme,

Seçimlik haklarından birini kullanabilir. Satıcı tüketicinin tercih ettiği bu talebi yerine getirmekle yükümlüdür.

(2) Ücretsiz onarım veya malın ayıpsız misli ile değiştirilmesi hakları üretici veya ithalatçıya karşı da kullanabilir. Bu fıkradaki hakların yerine getirilmesi konusunda satıcı, üretici ve ithalatçı müteselsilen sorumludur. Üretici veya ihtalatçı, malın kendisi tarafından piyasaya sürülmesinden sonra ayıbın doğduğunu ispat ettiği takdirde sorumlu tutulamaz.'' şeklinde düzenleme bulunmaktadır. 

Davaya konu somut uyuşmazlık yukarıda belirtilen 6502 sayılı kanunun 8., 11. Maddeleri kapsamında incelendiğinde, davacının  17/03/2015 tarihinde davaya konu aracı davalı  ......... Otomotiv San.ve Tic. Ltd. Şti. 'den satın aldığı, diğer davalı .......... Otomotiv A.Ş.'in ise aracın ithalatçısı konumunda olduğu anlaşılmaktadır. Aracın bazı kısımlarında paslanmalar olduğu ileri sürülerek aracın ayıplı olduğu iddia edilmiştir. Mahkememizce aldırılan bilirkişi heyetinin kök ve ek raporlarında aracın gizli ayıplı olduğu ve ayıbın üretim hatasından kaynaklandığı, ayıbın kullanma ile zamanla ortaya çıkacağı tespit edilmiştir. Bu sebeple dava konusu aracın 6502 sayılı kanunun 8. Maddesine göre ayıplı olduğunun kabulü gerekir. Davacı 15/08/2017 Tarihli ihtarname ile ayıbı davalı ........... Otomotiv San ve Tic Ltd Şti'ye bildirmiştir. Davacının ayıp nedeniyle seçimlik haklarını kullanma şartları oluşmuştur. 6502 sayılı kanunun 11. Maddesine göre satıcı ayıp halinde tüketicinin tercih ettiği seçimlik haklarını yerine getirmekle yükümlüdür. Emsal mahiyette olan Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin 2016/22641 Esas - 2018/ 9463 Karar sayılı 17/10/2018 tarihli yargıtay ilamına göre de,

''Davacı, sıfır kilometre olarak satın aldığı dava konusu 2013 model aracında henüz garanti kapsamında iken pek çok noktada boya patlamaları olduğunu, aracın tamamen boyanması gerektiğini bu durumun gizli ayıp niteliğinde olup araçta değer kaybına yol açacağını ileri sürerek satım sözleşmesinin iptali ile aracın misli ile değiştirilmesine karar verilmesini istemiştir.

Davalılar, davanın reddini dilemişlerdir.

Mahkemece, davalı Teb Finansman A.Ş. yönünden davanın reddine, diğer davalılar yönünden davanın kısmen kabulü ile 2400,00 TL değer düşüklüğü bedelinin davalılardan müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm, davacı  tarafından temyiz edilmiştir.

1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacının  aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.

  3-Davacı, sıfır km satın aldığı araçtaki üretimden kaynaklanan boya hatası nedeniyle aracın ayıpsız misli ile değişimi istemi ile eldeki davayı açmıştır. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda araçtaki boya hatasının üretimden kaynaklandığı, araçtan beklenen faydayı azalttığı gibi boyama bedeli hariç 2400,00 TL değer kaybına yol açacağı belirtilmiş ancak aracın değişimine de gerek olmadığı vurgulanmıştır. 

Mahkemece, bu bilirkişi raporunun hükme elverişli olduğu, taraf menfaatleri arasındaki denge ve hakkaniyet ilkesi dikkate alındığında değer düşüklüğüne hükmedilmesi gerektiği belirtilerek 2400,00 TL bedelinin davalılardan tahsiline karar verilmiş ise de;   seçimlik haklar noktasında yanılgıya düşülmüştür. 6502 sayılı yasanın 11. maddesinde, malın ayıplı olması durumda tüketicinin seçimlik hakları düzenlenmiştir. Bu seçimlik haklarda tüketici; bedel iadesini de içeren sözleşmeden dönme, malın ayıpsız misliyle değiştirilmesi veya ayıp oranında bedel indirimi ya da ücretsiz onarım isteme haklarına sahiptir. Satıcı, tüketicinin tercih ettiği bu talebi yerine getirmekle yükümlüdür. Açıklandığı şekilde tüketici seçimlik haklarından herhangi birisini kullanabilecektir.  Elbette tüketici bu hakkını kullanırken objektif iyi niyet kuralları içerisinde hareket etmek zorundadır.

 Hükme esas alınan bilirkişi incelemesinde, aracın yeniden boyanması gerektiği, bu durumun değer kaybına yola açacağı ve kusurun imalat hatasından kaynaklandığı bildirilmiştir. Hal böyle olunca davacının seçimlik haklarından aracın misliyle değiştirilmesi hakkını kullanması yasal hakkı olup iyi niyet kurallarına aykırılık teşkil  etmemektedir. Araçtan beklenen faydanın azaldığı sabit olduğuna göre davacı değer düşüklüğü ile yetinmek mecburiyetinde de değildir. Davacının seçilmiş haklarından misli ile değişim hakkını kullandığı sabit olduğuna göre  mahkemece bu doğrultuda karar verilmesi gerekirken,   yanılgılı gerekçe ile değer düşüklüğüne hükmedilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.'' Şeklinde hüküm kurulmuştur.  Emsal mahiyette olan Yargıtay ilamı ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, araçta gizli ayıp olduğu, kullanımdan kaynaklanan bir ayıp olmadığı, ayıbın araç değerini düşürdüğü ve araçtan faydalanmayı etkilediği tespit edilmiş, ayıp nedeniyle yapılan işlemlerin hasar yönünden değer kaybı meydana getirdiği, aracın gizli ayıplı olması sebebiyle tüketicinin ayıplı malın değişimine ilişkin talebinde haklı olduğu kabul edilerek davacının talebinin kabulünün hakkaniyetli olduğu anlaşılmakla davanın kabulüne karar verilmiştir. Dosya kapsamında aldırılan bilirkişi kök ve ek raporuna göre, aracın karışmış olduğu kaza nedeniyle bir değer kaybının oluşmadığı tespit edildiğinden değer kaybı hususunda hüküm kurulmamış ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.  

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;

1-Davanın kabulü ile, dava konusu ........... plakalı, ........... tipinde , ........... şase ve ............ motor numaralı ......... model aracın ayıplı olduğunun tespitine,

Dava konusu aracın her türlü takyidattan ari olarak davacı tarafından davalılara iadesine, aynı marka ve model ayıpsız yeni sıfır km aracın davalılardan alınarak davacıya verilmesine,

2-Harçlar Kanununa göre hesaplanan 7.292,09 TL. harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye gelir kaydına, 

3-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık ücret tarifesi gereğince belirlenen ............ TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine, 

4-Davacı tarafından yapılan 119,75 TL. Tebligat ve müzekkere gideri ile 1.200,00 TL bilirkişi ücretinden oluşan toplam 1.319,75 TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine, 

5-HMK nun 333.maddesi gereğince, karar kesinleştiğinde yatırılan avansın kullanılmayan kısmının davacıya iadesine,

Dair taraf vekillerinin  yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf Yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 05/11/2019

Katip  ¸e-imzalıdır                                                                                                                                                                    Hakim ¸e-imzalıdır 

 

 

TÜRK MİLLETİ ADINA

 

                          T.C.

             İSTANBUL

7. TÜKETİCİ MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR


ESAS NO : ...Esas

KARAR NO : ... Karar

HAKİM

KATİP

 

DAVACI : L.Ö

VEKİLİ : Av. YUSUF AYIK - Halaskargazi Cad. Küçük Bahçe Sk. No:29 Topdemir İş Merkezi D:18-19 34360 Şişli/ İSTANBUL

 

DAVALI : 1- .......... ARAÇLAR SAN.TİC.LTD.ŞTİ. 

VEKİLİ

DAVALI : 2- .......... SERVİS VE TİCARET A.Ş -  

VEKİLİ

 

DAVA : Tüketiciyi Koruma Kanunundan Kaynaklanan (Malın Ayıplı Olmasından Kaynaklanan)

DAVA TARİHİ : 22/06/2015

KARAR TARİHİ : 24/09/2020

KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 26/10/2020

Mahkememizde görülmekte bulunan Tüketiciyi Koruma Kanunundan Kaynaklanan (Malın Ayıplı Olmasından Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:

DAVACI VEKİLİ DAVA DİLEKÇESİNDE ÖZETLE: Davaya konu araç, alındıktan kısa bir süre sonra, 30.08.2013 tarihinde, 4595 kmde iken, cam yarı açıkken sağ ön kapıdan ses gelmesi üzerine servise girmiş, ön cam sökülüp arıza giderildikten sonra 25.09.2013 tarihinde, yaklaşık bir ay sonra teslim alınmıştır. Araç, 25.02.2014, 9040 km'de iken, 10000 km periyodik bakıma girmiştir, araç, 26.06.2014 tarihinde, 12.469 kmde iken, 1. vitesten 2. vitese geçerken gelen ıslık sesi yüzünden servise gitmiş ve bir yaylı segman yenilenerek arıza giderilmiştir, araç, 02.01.2015 tarihinde, 21009 km'de iken, motor yağ uyarı lambasının yanması üzerine servise gitmiş, motora yağ ilave edilmesi gerektiği anlaşılmış ve araç bu vesile bakıma bırakılmıştır. Araç 13.02.2015 tarihinde, 21992 km'de iken, yağ analizi yapılması servise gitmiş, analiz sonuçlan normal bulunmuş, bu raporların iç yazışma niteliğinde olduğu söylenerek sonuç raporu kendisine verilmemiş, ancak ısrar üzerine aracın yağ tüketiminin 1000 km'de 217 g olduğunu belirten bir yazı verilmiştir. Araç 1000 km sonra, 13.02.2015 tarihinde, 24841 km'de iken, klima arızası nedeniyle servise gitmiş, sıcaklık kontrol motorunun değiştirilmesi gerektiği anlaşılmış, bu motor Almanya'dan ısmarlanmıştır. Araç, 22.05.2015 tarihinde, motor yağ uyarı lambasının tekrar yanması üzerine servise gitmiş, motora yağ ilave edilmesi gerektiği görülmüş ve kendisine motor kafasının sökülerek kontrol edilmesi gerektiği. bu konuda bilgi verileceği söylenmiştir. Davacı, motora yağ ilavesi sorunun bir türlü çözülemediğini, aracın gizli ayıplı olduğunun anlaşıldığını belirterek, öncelikle yenisi ile değiştirilmesini veya araç bedelinin geri verilmesini talep ettiği görülmüştür.

DAVALI ............ OTOMOTİV SERVİS TİC. A.Ş. VEKİLİ CEVAP DİLEKÇESİNDE ÖZETLE; Aracın garanti süresinin 22.06.2015 itibarıyla geçmiş olduğu, ayrıca bu tür arızaların kullanıma bağlı oluşacak arızalardan olduğu, dolaysıyla araçta bir ayıp olmadığı, aracın yağ tüketimi için birkaç defa servisi ziyaret ettiği, ölçüm sonuçlarının üreticinin vermiş olduğu sınırlar içinde olduğu, davacının silindir kapağının değiştirilmesine izin vermediği, halbuki kapağın değiştirilmesi ile sorunun giderilmiş olacağı hususları belirtilmekle ve davanın reddini talep ettiği görülmüştür. 

DELİLLER VE DEĞERLENDİRİLMESİ: İncelenen davada dava şartlarına ilk itirazlara görev ve yetkiye ait bir olumsuzluk olmadığı mahkememizin görevli ve yetkili olduğu anlaşılmaktadır.

Ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişi  6502 sayılı kanun  3/k. Maddesi uyarınca tüketicidir. Kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari ve mesleki faaliyetleri kapsamında tüketiciye mal sunan yada mal sunan adına yada hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişileri de 6502 sayılı yasa 3/i madde uyarınca satıcı sayılır. Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere  ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya bunun adına veya hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan , eser , taşıma, simsarlık, sigorta , vekalet , bankacılık ve benzeri sözleşmelerde dahil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlem   6502 sayılı yasa 3/ l  maddesine göre tüketici işlemi niteliğindedir. 

Dosya incelendiğinde, davanın ayıp iddiasıyla aracın ayıpsız misli ile değişim talebinden ibaret olduğu, davalılar vekillerinin davanın reddini talep ettiği anlaşılmıştır. Mahkememizce dava tarihi itibariyle zamanaşımı ilk itirazının dolduğu kanaatiyle davanın reddine karar verildiği, kararın davacı vekili tarafından istinaf edildiği, istinaf üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesinin  2017/1123 esas 2018/1006 karar sayılı ilamında "Yapılan açıklamalar ışında somut olay değerlendirildiğinde, davacı vekili dava dilekçesinde, 30/08/2013 tarihinde aracın sağ ön yolcu kapısının cam mekanizmasında arıza olduğunu ve servise gittiğini, 24/06/2014 tarihinde araçta vites arızası meydana geldiğinden dolayı servise gittiğini 25/07/2014 tarihinde yağ lambası ikazı dolayısıyla servise gittiğini, 02/01/2015 tarihinde aracın gerek bakımından gerekse tekrar yağ lambası ikazı verdiği için tamirinin yapıldığını, 23/01/2015 tarihinde ayna-boya vb. tamirlerinin ücretsiz olarak yapıldığını, 23/01/2015 tarihinde yağ analizin yapılarak sonuçların normal olduğunun söylendiğini fakat sonuçların normal olduğunu gösteren raporun müvekkiline verilmediğini, 26/05/2015 tarihinde klima motorunun arıza sebebiyle değiştirildiğini, en son yağ arızası sebebiyle aracın motoruna yağ eklemek zorunda kalındığını belirtmesine rağmen, arızaların davaya konu araçtaki üretim hatasından kaynaklı bir gizli ayıptan kaynaklanıp kaynaklanmadığı hususunda taraf, mahkeme ve Yargıtay denetimine elverişli üniversitelerin otomotiv bölümünden görevli ve konusunda uzman kişilerce oluşturulacak heyetten bilirkişi raporu alınmaksızın eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir." gerekçesiyle mahkememiz kararının kaldırılmasına karar verildiği, İstinaf ilamı uyarınca servis kayıtları celp edilmiş, bilirkişiler marifetiyle araç üzerinde keşif incelemesi yapılmıştır. Bilirkişi heyeti tarafından 22.05.2019 tarihli kök raporda "...aracın kullanım konforunu bozacak şekilde yağ tüketmediği,  bu durumun araçtan beklenen faydayı azaltmadığı, dava konusu aracın yağ tüketimi açısından üretimden kaynaklanan gizli bir ayıbı olmadığı, sürekli tekrarlayan ve aracın kullanımım etkileyen ayıpların mevcut olmadığı ve bu nedenlerle 6502 sayılı kanunun gereği olarak değişim şartlarının oluşmadığı." şeklinde tespit yapıldığı, davacı vekilinin ve sonraki aşamalarda davalıların  rapora itirazları ve gelen servis kayıtları  üzerine  3 ayrı ek rapor alındığı, hükme esas alınan  ek raporlarda, dosyaya sunulan yağ tüketimi verileri analiz edildiğinde, araca en son  ilave edilen 1 litre yağdan sonra yapmış olduğu 47,542 km içinde yaklaşık 13 litre yani yaklaşık her 4.000 km de bir 1 litre yağ ilave edildiği, aracın yağ yakmasının  29000 km den sonra giderek hızlandığı, bu yağ tüketimi hızının normal olmadığı, kullanım konforunu önemli ölçüde azalttığı ve tabii motorda ele alınması gereken bir arızayı da gösterdiği, aracın onarımına ilişkin bir müdahale yapılmadığı, davacının onarıma muvafakat etmediği, dava konusu aracın motorunun,  sunulan servis kayıtlarına göre, aracın kullanım konforunu bozacak şekilde yağ tükettiği,  bu durumun araçtan beklenen faydayı önemli ölçüde azalttığı, dava konusu aracın yağ tüketimi açısından üretimden kaynaklanan gizli bir ayıbı olduğu, bu ayıbın araç motorunun komple yenilenmesi ile giderilebileceği, bu durumda araçta değer kaybı oluşmayacağı yönünde yapılan tespit mahkememizce yerinde görülmüş olup davaya konu aracın üretimden kaynaklı gizli ayıplı olduğu kabul edilmiştir.

6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 8. maddesinde “Ayıplı Mal”, “Tüketiciye teslimi anında, taraflarca kararlaştırılmış olan örnek ya da modele uygun olmaması ya da objektif olarak sahip olması gereken özellikleri taşımaması nedeniyle sözleşmeye aykırı olan maldır.” şeklinde tanımlanmıştır. Anılan yasanın 9. maddesinde ise Satıcının, malı satış sözleşmesine uygun olarak tüketiciye teslim etmekle yükümlü olduğu, 10. maddesinde, teslim tarihinden itibaren altı ay içinde ortaya çıkan ayıpların, teslim tarihinde var olduğunun kabul edildiği, bu durumda malın ayıplı olmadığının ispatının satıcıya ait olduğu, bu karinenin malın veya ayıbın niteliği ile bağdaşmıyor ise uygulanmayacağı düzenlenmiştir. Ayıp nedeniyle tüketicinin seçimlik hakları anılan yasanın  11 . Maddesinde, " (1) Malın ayıplı olduğunun anlaşılması durumunda tüketici;  a) Satılanı geri vermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönme, b) Satılanı alıkoyup ayıp oranında satış bedelinden indirim isteme, c) Aşırı bir masraf gerektirmediği takdirde, bütün masrafları satıcıya ait olmak üzere satılanın ücretsiz onarılmasını isteme, ç) İmkân varsa, satılanın ayıpsız bir misli ile değiştirilmesini isteme, seçimlik haklarından birini kullanabilir. Satıcı, tüketicinin tercih ettiği bu talebi yerine getirmekle yükümlüdür.  (2) Ücretsiz onarım veya malın ayıpsız misli ile değiştirilmesi hakları üretici veya ithalatçıya karşı da kullanılabilir. Bu fıkradaki hakların yerine getirilmesi konusunda satıcı, üretici ve ithalatçı müteselsilen sorumludur. Üretici veya ithalatçı, malın kendisi tarafından piyasaya sürülmesinden sonra ayıbın doğduğunu ispat ettiği takdirde sorumlu tutulmaz." düzenlenmiş Tüketicinin seçimlik hakkını kullanabileceği zamanaşımı süreleri 12. Maddesinde "(1) Kanunlarda veya taraflar arasındaki sözleşmede daha uzun bir süre belirlenmediği takdirde, ayıplı maldan sorumluluk, ayıp daha sonra ortaya çıkmış olsa bile, malın tüketiciye teslim tarihinden itibaren iki yıllık zamanaşımına tabidir. Bu süre konut veya tatil amaçlı taşınmaz mallarda taşınmazın teslim tarihinden itibaren beş yıldır. (2) Bu Kanunun 10 uncu maddesinin üçüncü fıkrası saklı olmak üzere ikinci el satışlarda satıcının ayıplı maldan sorumluluğu bir yıldan, konut veya tatil amaçlı taşınmaz mallarda ise üç yıldan az olamaz. (3) Ayıp, ağır kusur ya da hile ile gizlenmişse zamanaşımı hükümleri uygulanmaz." şeklinde  düzenlenmekle üretimden kaynaklı olarak gizli ayıplı olduğu kabul edilen dava konusu  volkswagen marka  golf model aracın   21.03.2013 tarihinde  satın alındığı, iş bu dava tarihinin 22.06.2015 olduğu davanın iki yıllık zamanaşımına tabi olduğu ancak araçtaki ayıbın gizli olduğu gibi sunulan servis kayıtları ve davacı vekilinin sunduğu Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun  23.05.2019 Tarih ve  2017/563 esas  2019/605 karar sayılı kararı da dikkate alınmakla yağ ilavesi ile ilgili iş emirlerinden anlaşıldığı kadarıyla araca her 2.000 km 'de bir (bazen 1.000 km de bir) 1 litre yağ ilavesi gerektiği bu nedenle bir çok kez yetkili servislere başvurduğu,  davaya konu aracın onarımının yetkili servisler eliyle yürütmekte olup davacının tüm başvurularına rağmen arızanın giderilemediği, üretimden kaynaklı gizli ayıp mahiyetindeki arıza yönünden davalıların ağır kusurlu olduğunun kabulü ile davacının 6502 sayılı yasanın 11. maddesinde düzenlenen seçimlik haklarından ayıpsız misli ile değişim talebinin yerinde olduğu davacı tüketicinin onarım seçimlik hakkına  zorlanamayacağı, anılan yasanın  11/2 maddesi gereği davalıların  davacının seçimlik hakkının yerine getirilmesinden birlikte sorumlu olduğu kanaatiyle aşağıdaki şekilde karar verilmiştir. 

HÜKÜM:

1-Davanın KABULÜNE, 

2-Davaya konu .......... plaka sayılı ............ marka ........... model (şase ..............) aracın gizli ayıplı olduğunun tespitiyle takyidatlardan ari olarak davalılara teslimi ile davalılar tarafından müştereken ve müteselsilen anılan aracın ayıpsız mislinin davacıya verilmesine,

3-Davacının yaptığı 236,15-TL tebligat ve  yazışma gideri, 1.500,00-TL bilirkişi ücreti  314,00 TL keşif harcı olmak üzere toplam 2.050,15-TL bedelin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, gider avansından kalan bakiyenin kararın kesinleşmesiyle talep halinde yatırana iadesine, davalının yaptığı yargılama giderinin davalı üzerinde bırakılmasına,

4-AAÜT göre hesaplanan  .............. -TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, 

5-Harçlar yasası gereğince hesaplanan 3.286,05-TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye gelir kaydına,

Dair, davacı vekili ve davalı doğuş vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta istinaf yolu açık olmak üzere yapılan inceleme sonucunda karar verildi. 

 24/09/2020    

 

Diğer Makaleler